Bakanlığın açıklamasına göre, toplantıda, atıksu arıtma tesislerinin yetersizliğinden kaynaklanan kirliliğin Marmara Denizi'ni olumsuz etkilediği, denize kıyısı olan belediyelerin ileri biyolojik sistemli arıtma tesisleri kurma yükümlülüklerini yerine getirmediği belirlendi. Önceki eylem planında belirtildi.
Mevcut atıksu arıtma tesislerinin ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerine dönüştürülmesinin aciliyetine dikkat çekilen toplantıda Bakan Yardımcısı Varank, belediyelerin ileri biyolojik atıksu arıtma tesisi kurmaması nedeniyle Marmara Denizi'ndeki kirletici yükün azaltılamayacağını söyledi. arıtma tesislerinde ileri arıtmaya geçiş oranında şu ana kadar çok az bir artış gözlemlendiği belirtildi.
Müsilaj oluşumu 3 ana nedene dayanmaktadır
Müsilaj oluşumunun üç ana sebebe dayandığını belirten Varank, müsilajın deniz sıcaklığının artması, deniz stabilitesi ve başta nitrojen ve fosfor olmak üzere kirlenme ile oluştuğunu kaydetti.
İlk iki noktanın tamamen iklim değişikliğine bağlı olduğunu ve bununla doğrudan mücadele etmenin mümkün olmadığını vurgulayan Varank, şöyle konuştu: “Biz ancak uyum sağlayabiliriz. Üçüncü noktada ise kirliliğin, özellikle kentsel kirliliğin, endüstriyel kirliliğin baskısı nedeniyle müsilaj oluşuyor. ve tarımsal kaynaklar.”
Toplantıda Bilimsel Teknik Komite üyelerinden de görüş ve öneriler alındı.
Müsilajla mücadele için ileri biyolojik arıtma tesislerinin kurulması ve mevcut tedavilerin uygun şekilde yönetilmesi gerektiğinin vurgulandığı toplantıda, başta Susurluk Havzası olmak üzere akarsularda uygun yerlerde fitoremediasyon çalışmalarının uygulanabileceği, önemi ve ihtiyacının vurgulandığı toplantıda, Ekosistem temelli balık avcılığının önemi vurgulanıyor. Biyolojik mücadelenin önemi vurgulanarak yerel bakterilerle çalışmalar yapılabilir.